Bulutların Üzerindeki Yolculuk
Pamuk adında küçük bir bulut, kaybolduğu gökyüzünde bir yıldızla dost olup, birlikte çalışmanın önemini öğrenerek arkadaşlarına ve gökkuşağının sırrına kavuşmuş.
Gökyüzünde bir zamanlar Pamuk adında minik bir bulut yaşarmış. Pamuk, yumuşacık ve bembeyaz olduğu için herkes ona “Pamuk” adını vermiş. Pamuk, gökyüzünde dolaşmayı, rüzgarla oyunlar oynamayı ve güneşle sohbet etmeyi çok severmiş. Ama bazen diğer bulutlar bir araya gelip büyük işler yaparken, Pamuk ne yapması gerektiğini bilmezmiş. Pamuk, yıldızın parlak kuyruğunu takip ederek gökyüzünde unutulmaz bir yolculuk yapmaya başlamış.
Bir gün, gökyüzü biraz karışmış. Rüzgar, bulutları oradan oraya savurmuş ve Pamuk, arkadaşlarından uzaklara sürüklenivermiş. İlk başta bu duruma çok üzülmüş, çünkü arkadaşlarını çok seviyormuş. Ama sonra etrafına bakmış ve daha önce hiç görmediği bir yere geldiğini fark etmiş. Gökyüzü burada çok daha parlak, çok daha sakinmiş.
Pamuk etrafa bakınırken, yanıp sönen bir ışık görmüş. “Merhaba!” diye bir ses duyulmuş. Pamuk, başını kaldırıp bakınca minik bir yıldızın ona göz kırptığını görmüş.
“Merhaba,” demiş Pamuk. “Ben buraya yanlışlıkla geldim. Arkadaşlarımı bulmaya çalışıyorum ama kayboldum.”
Yıldız gülümsemiş. “Kaybolmadın,” demiş. “Aslında doğru yere geldin. Ben Gökyüzü Rehberi’yim. Senin gibi bulutlara, yıldızlara ve hatta bazen kuşlara yollarını bulmaları için yardım ederim.”
Pamuk heyecanla sormuş: “Gerçekten mi? O zaman bana da yardım edebilir misin?”
Yıldız, Pamuk’un yanına yaklaşmış ve ona parlayan kuyruğunu göstermiş. “Elbette,” demiş. “Ama önce seninle biraz gökyüzünü keşfetmek istiyorum. Çünkü buranın bir sırrı var. Hazır mısın?”
Pamuk hem şaşırmış hem de meraklanmış. “Gökyüzünün sırrı mı? Evet, hazırım!”
İkisi birlikte bulutların arasından süzülerek uçmaya başlamışlar. Pamuk, yıldızın parlak kuyruğunu takip ederken, gökyüzünün ne kadar büyük ve güzel olduğunu fark etmiş. “Burası harika,” demiş. “Ama hâlâ arkadaşlarımı özlüyorum.”
Yıldız gülümsemiş. “Merak etme, onları bulacağız. Ama önce bu yolculukta önemli bir şey öğrenmen gerekiyor,” demiş. “Gökyüzü, hepimizin birlikte çalışmasıyla bu kadar güzel. Senin de bu düzenin bir parçası olduğunu anlamanı istiyorum.”
Pamuk, yıldızın söylediklerini düşündükçe daha da meraklanmış. Acaba gökyüzünün sırrı neymiş? Yıldız ona ne gösterecekmiş?
Pamuk, yıldızın kuyruğunu takip ederek gökyüzünde ilerlemeye devam etmiş. Yıldız, bazen parlak kuyruğunu sağa sola savurup bir oyun oynuyormuş gibi yapıyormuş. Pamuk da onu yakalamaya çalışarak bu yolculuğu daha eğlenceli hale getirmiş. Ama aklında hâlâ arkadaşları varmış.
Bir süre sonra gökyüzünde çok parlak bir ışık belirmiş. Bu ışık, Pamuk’un daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyormuş. “Bu da ne?” diye sormuş Pamuk.
Yıldız gülümseyerek cevap vermiş: “Bu bir gökkuşağı. Ama sandığın gibi sıradan bir gökkuşağı değil. Bu, gökyüzünün en büyük sırrı!”
Pamuk şaşkınlıkla bakmış. “Gökkuşağının sırrı mı? Neden sır?”
Yıldız, Pamuk’u gökkuşağına yaklaştırmış. “Bak, bu gökkuşağı sadece renklerden oluşmuyor. Buradaki her renk, gökyüzünde çalışan bulutların, yıldızların ve rüzgarların birlikte yaptıkları bir işin sonucunda ortaya çıkıyor,” demiş.
Pamuk biraz şaşırmış. “Yani gökyüzü bu kadar güzel olsun diye hepimiz birlikte mi çalışıyoruz?”
Yıldız başını sallamış. “Evet! Senin gibi küçük bir bulut bile çok önemli. Çünkü yağmuru taşıyan, çiçekleri sulayan ve gökyüzüne şekil veren bulutlar olmazsa bu renkler ortaya çıkmaz.”
Pamuk bu sözleri duyunca hem gururlanmış hem de biraz utanmış. “Ama ben hep dolaşıp oyun oynuyordum,” demiş. “Bu kadar önemli olduğumu bilmiyordum.”
Yıldız, Pamuk’a cesaret verici bir şekilde parlamış. “Hiç sorun değil! Öğrenmek için buradayız. Hadi, şimdi bu gökkuşağına bir dokunalım. Senin arkadaşların da bu sırrın bir parçası. Onları burada bulabilirsin.”
Pamuk, yavaşça gökkuşağına yaklaşmış ve pofuduk kenarıyla ona dokunmuş. O anda renkler daha da parlaklaşmış ve gökkuşağının içinden tanıdık sesler gelmiş. “Pamuk!” diye seslenmiş arkadaşları. Pamuk sevinçle zıplamış. “Arkadaşlarım!”
Bulutlar, yıldızlar ve rüzgarlar gökkuşağının altında toplanmış. Hepsi bir arada ne kadar önemli bir iş yaptıklarını konuşmuşlar. Pamuk, artık sadece dolaşıp oyun oynamanın değil, gökyüzüne katkıda bulunmanın da ne kadar güzel olduğunu anlamış.
Yıldız, Pamuk’a göz kırpmış. “Şimdi hazır mısın? Hep birlikte gökyüzüne yeni bir gökkuşağı yapalım!”
Pamuk, “Hazırım!” demiş. Ve tüm bulutlar, yıldızlar ve rüzgarlar birlikte çalışarak gökyüzüne harika bir gökkuşağı çizmişler.
O günden sonra Pamuk, arkadaşlarıyla birlikte çalışmanın ne kadar eğlenceli olduğunu hiç unutmamış. Gökyüzü artık daha güzelmiş, çünkü herkes birbirine yardım ediyormuş.