Keloğlan ve Padişahın Kızı
Keloğlan ve Padişahın kızı masalı, birlikte çalışmanın ve yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu vurgular.
Keloğlan, tavşan ve kuşla birlikte ormanın derinliklerine doğru ilerlemiş. Bir süre sonra, ormanın çok karanlık ve sessiz bir bölgesine gelmişler. Keloğlan, biraz korkmuş ama aynı zamanda cesurmuş. “Padişahın kızı burada bir yerlerde olmalı,” diye düşünmüş. Tam o sırada, kuş yüksek bir ağaçtan ötüvermiş.
— “Burası çok derin ve tehlikeli bir yer,” demiş kuş. “Ama eğer dikkatli olursak, padişahın kızını bulabiliriz. Ancak, doğaya zarar vermemeliyiz. Çünkü ormanın her köşesinde bir yaşam var.”
Keloğlan, kuşun söylediklerini dinlemiş ve kafasında “Evet, doğaya saygı göstermeliyiz,” diye geçirmiş. Ormanın derinliklerinde ilerlerken, Keloğlan birden karşısına padişahın kızını görmüş. Kız, bir ağacın dibine oturmuş, biraz üzgün bir şekilde ormanın sessizliğine bakıyormuş.
— “Merhaba!” demiş Keloğlan, sesini yumuşatarak. “Padişahın kızı, seni arıyordum. Gel, seni güvenli bir yere götüreyim.”
Padişahın kızı başını kaldırmış ve Keloğlan’a gülümsemiş.
— “Teşekkür ederim,” demiş kız. “Ama ormanda kaybolduğum için çok üzgünüm. Ormanı kirlettim, ağaçlara zarar verdim. Her şeyin doğallığını bozdum, şimdi buradayım ama bu kadar yalnız ve kırgın hissediyorum.”
Keloğlan, kızın üzgün olduğunu görünce ona yaklaşmış ve şöyle demiş:
— “Herkes hata yapabilir, ama önemli olan hatalarımızdan ders çıkarmak. Sen de doğaya saygı göstermeye başladığında, orman seni affedecektir. Doğa, hepimize yardım eder. Gel, birlikte bu ormandan sağ salim çıkalım ve doğayı koruyarak geri dönelim.”
Padişahın kızı, Keloğlan’ın sözlerinden çok etkilenmiş. “Doğaya zarar vermemek ne kadar önemliymiş!” diye düşünmüş. Keloğlan, kızla birlikte ormanın derinliklerinde ilerlerken, tavşan ve kuş da onlara eşlik etmiş. Keloğlan, ormanda ağaçlara dikkatlice bakarak, yerden tek bir dal dahi koparmadan ilerlemiş.
Bir süre sonra, ormanın çıkışına gelmişler. Keloğlan, kızın güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlamış. Padişahın kızı, Keloğlan’a teşekkür etmiş.
— “Sana çok teşekkür ederim, Keloğlan. Senin sayende hem güvenli bir şekilde geri döndüm, hem de doğaya nasıl saygı göstereceğimi öğrendim.”
Keloğlan, gülümsemiş ve şöyle demiş:
— “Sen de öğrendin, önemli olan birlikte çalışmak ve doğayı korumak. Biz insanlar ve doğa birbirimiz için varız. Hep birlikte güzel bir dünya yaratabiliriz.”
Padişahın kızı, Keloğlan’ın söylediklerini içinden geçirmiş ve başını sallamış. Keloğlan, padişahın kızını saraya güvenle götürmüş. Padişah, kızını sağ salim bulduğu için çok mutlu olmuş ve Keloğlan’a teşekkür etmiş.
Padişah, Keloğlan’a altın ve değerli hediyeler vermek istemiş. Ancak Keloğlan, nazikçe başını sallamış.
— “Bana en güzel hediye, doğayı koruyarak yaşayacağımız bir dünya” demiş. “Hediyemizi birlikte büyütebiliriz, hep birlikte.”
Ve o günden sonra, Keloğlan’ın adı sadece köyde değil, tüm ülkede saygı ile anılmaya başlanmış. Herkes, Keloğlan’ın doğaya olan sevgisini ve dostluğun gücünü anlatan masalları dinlemiş.
Masal da burada bitmiş. Keloğlan ve arkadaşları, her zaman birlikte çalışmanın ve doğayı korumanın önemini unutmamışlar.